Close-up view of hand holding glass of alcoholic cocktail on Caribbean beach with cruise ship in background.

Cruise Line, Çalışanının Gizli Kamera Şeması Nedeniyle Yasal Mücadeleyle Karşı Karşıya

Güncellenme 18 Ekim 2024

Dünyanın en büyük kruvaziyer şirketlerinden biri olan Royal Caribbean, eski bir mürettebat üyesinin yolcu kamaralarına gizli kamera yerleştirdiği iddiasının ortaya çıkmasının ardından önemli bir hukuki sorunla karşı karşıya. Miami federal mahkemesinde açılan toplu dava, yolcu gemilerinde yolcu mahremiyeti ve güvenliğine ilişkin endişelerin artmasına neden oldu.

Royal Caribbean'ın Symphony of the Seas gemisinde çalışan eski bir kamara görevlisi olan Arvin Mirasol'un eylemleri, 17 Ekim 2024 tarihinde açılan davanın merkezinde yer alıyor. Mahkeme belgelerine göre Mirasol, 1 Aralık 2023 ile 26 Şubat 2024 tarihleri arasında, aralarında reşit olmayanların da bulunduğu yolcuları kabinlerinde ve banyolarında gizlice kaydetmekle suçlanıyor.

Kolluk kuvvetleri tarafından yapılan incelemelerde, yolcuların çeşitli soyunma hallerini gösteren çok sayıda videonun yanı sıra çocuk pornografisi de ortaya çıkarıldı. 32 sayfalık davada Mirasol'un sadece banyolara gizli kameralar yerleştirmekle kalmadığı, aynı zamanda cep telefonu cihazıyla konukları kaydetmek için yatakların altına saklandığı iddia ediliyor. Bu eylemler Mirasol'un suçlu bulunmasına ve 30 yıl federal hapis cezasına çarptırılmasına yol açmıştır.

Lipcon, Margulies, & Winkleman hukuk firması tarafından açılan toplu dava, Royal Caribbean'ın yolcularını korumak için daha fazlasını yapabileceğini savunuyor. Davacıları temsil eden avukat Michael Winkleman, "Bu zaten bilinen bir sektör sorunu... Neredeyse diğer tüm kruvaziyer hatlarında yaşandı" dedi. Winkleman, bu durumdan bin kadar yolcunun etkilenmiş olabileceğini ve bu yolcuların birçoğunun ihlalden haberdar olmayabileceğini tahmin ediyor.

Davacılardan biri olan ve adının açıklanmasını istemeyen New Hampshire'lı bir kadın, Mirasol'un sabunluk doldurmak için ailesinin kulübesine girmekte ısrar ettiği bir karşılaşmayı anlattı. Bu olaydan dolayı sürekli kaygı duyduğunu ve umumi tuvaletleri veya otel odalarını kullanmakta zorlandığını ifade etmiştir.

Royal Caribbean konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: "Misafirlerimizin güvenliği ve mahremiyeti bizim en yüksek önceliğimizdir ve bu davranışa karşı sıfır tolerans gösteriyoruz. Bu durumu derhal emniyet güçlerine bildirdik ve mürettebat üyesinin işine son verdik." Ancak şirket, devam etmekte olan dava nedeniyle daha fazla yorum yapmaktan kaçındı.

Dava, kruvaziyer endüstrisinde yolcu güvenliği ve mahremiyetiyle ilgili daha geniş bir sorunu vurgulamaktadır. Winkleman şu anda kruvaziyer şirketlerinin yolcuları potansiyel olarak video röntgenciliği mağduru olmaları halinde bilgilendirmelerini gerektiren bir yasa olmadığını belirtti. Winkleman bu davanın yolcuların korunmasındaki bu boşluğa dikkat çekeceğini umuyor.

Yasal süreç devam ederken bu olay, yolcu gemisi kabinleri gibi güvenli görünen ortamlarda bile yolcuların mahremiyetleri konusunda dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatıyor. Ayrıca yolcu güvenliğinin sağlanmasında kruvaziyer şirketlerinin sorumlulukları ve güvenlik protokollerinde sektör çapında olası değişikliklere duyulan ihtiyaçla ilgili soruları da gündeme getiriyor.

Davanın kruvaziyer sektörü üzerinde önemli etkileri olması, güvenlik önlemlerinin artırılmasına ve çalışanların daha sıkı bir şekilde taranmasına yol açması bekleniyor. Dava ilerledikçe, yolcu hakları ve seyahat sektöründe mahremiyet ile güvenlik arasındaki dengeye ilişkin tartışmalar da alevlenecektir.

Yazı:

Diana Sirenko

Co-Founder Travelated